• Kategoriler

    • Dijital Arşiv (8)
    • Genel (2)
    • Kitabiyat (4)
    • Kütüphaneler (11)
    • Müteferrikât (3)
    • Tahkik (3)
    • Yazma Eserler (5)
  • Beni Takip et

  • Ana Sayfa
  • Kütüphaneler
  • Dijital Arşiv
  • Yazma Eserler
  • Tahkik
  • Kitabiyat
  • Müteferrikât

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî’nin Eserleri

17 Ocak 2022

İçindekiler

  • 1. er-Risâletü’l-Hâlidiyye
  • 2. Buğyetü’l-Vâcid fî Mektûbâti Mevlânâ Hâlid
  • 3. Talikât ‘alâ Hâşiyeti’s-Siyalkûtî
  • 4. Risâletü’r-Râbıta
  • 5. el-‘İkdü’l-Cevherî fi’l-Fark beyne Kesbeyi’l-Mâturîdî ve’l-Eş‘arî
  • 6. Dîvân
  • 7. Câliyetü’l-Ekdâr ve’s-Seyfü’l-Bettâr fi’s-Salâti ale’l-Muhtâr
  • 8. Risâle fî Âdâbi’z-Zikr li’l-Mürîdîn
  • 9. Şerh-i Hadis-i Cibrîl
  • 10. Hâşiye ale’n-Nihâye li’r-Remlî
  • 11. Şerhu Makâmâti’l-Harîrî
  • 12. Hâşiye ‘alâ Cem‘i’l-Fevâid min Câmi‘i’l-Usûl ve Mecma‘i’z-Zevâid
  • 13. Şerhu’l-Akâidi’l-Adudiyye
  • 14. Risâle fî Âdâbi’l-Mürîd mea Şeyhihî

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî (ks), Farsça, Arapça ve Kürtçe dillerinde birçok eser telif etmiştir. Bunlardan bir kısmı neşredilmiş, bir kısmı da tahkikli bir şekilde neşredilmeyi beklemektedir. Çoğu günümüze ulaşan eserleri şunlardır:

 

1. er-Risâletü’l-Hâlidiyye

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî

Risâle-i Hâlidiyye Tercümesi (Y. İslâm Enstitüsü Ktp., nr. 535)

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî, Risâle fi’t-Tarîk de denen bu risâleyi Arapça olarak kaleme almıştır. İcmâlî olarak Nakşî-Hâlidî yolun edeplerinden bahseden eser, yazıldığı günden itibaren tekke ve medreselerin vazgeçilmez kaynağı olmuştur.

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî mukaddimede şu ifadeleri kullanmaktadır: “Bil ki, bâtın ehlinden, hatta Peygamberler’den (salâvâtullâhi ‘alâ nebiyyinâ ve aleyhim ecmaîn) feyiz almak iki şeye bağlıdır. -Bazıları üç şeye bağlı olduğunu söylemişlerdir-. Birinci ihlâs, ikincisi edeptir. Çünkü feyiz sadece Allah dostlarının kalplerinden alınır. Onların kalpleri de kendilerine karşı ihlâslı olmayan ve edepsizlik yapanlara yönelmez. Üçüncüsü ise Allah dostlarını sevmektir. Çünkü sevmek, feyzin artmasına sebeptir. Bu üç unsur müridde artarak devam ettiği sürece kuşkusuz mürşidden alınan feyiz de artmaya devam edecektir.”[1]

Eserde sırasıyla şu konular işlenmektedir: 1. Niyet edebi, 2. Rabıta ve şeyhin hizmetine gitme edebi, 3. Mürşidin huzurunda durma edebi, 4. Mürşid ile konuşma edebi, 5. Mürşide hizmet edebi, 6. İhlâs, talep ve feyiz almak için kalbi kalbi hazırlama edebi, 7. Vird, hatm-i hâce ve mürşidi ziyaret etme edebi, 8. Seyr u sülûk ve nefis ile mücahede edebi.

Müellif, mukaddimede toplam sekiz ana başlıkta ele alınan edepleri kısaca zikrettiğini, ta ki diğer edeplerin de bunlara kıyas edilerek bilinebileceğini, ayrıca bu edepleri zikretmenin selef-i sâlihînin yolundan gitme anlamı taşıdığını bildirmektedir. Seyr u sülûk ve nefis ile mücahede edebi başlığı altında toplam yirmi bir madde saydıktan sonra, eseri sefer halinde yazdığını, o yüzden yazılanla iktifa edileceğini bildirerek risaleyi sonlandırmaktadır.

Kütüphanelerimizde (Süleymaniye Ktp., Düğümlü Baba, nr. 318; Amasya İl Halk Ktp., 1637/1 vd.) yazma nüshaları bulunan eserin Arapça aslı Bulak’ta (1262) ve Kazan’da Hizâne Matbaası’nda (1309/1890) basılmıştır. Ayrıca 1841 (h. 1257) yılında Şerif Ahmed b. Ali tarafından Türkçe’ye tercüme edilmiştir. Yazmaları da bulunan (Y. İslâm Enstitüsü Ktp., nr. 535) Türkçe tercümesi defalarca basılmıştır. İsmailağa Te’lîf Heyeti tarafından tercüme edilen eser İsmailağa Yayınları tarafından Risâle-i Râbıta ile birlikte neşredilmiştir.[2]

 

2. Buğyetü’l-Vâcid fî Mektûbâti Mevlânâ Hâlid

Mektûbât-ı Mevlânâ Hâlid

Mektûbât-ı Mevlânâ Hâlid (Süleymaniye Ktp., H. Hayri-H. Abdi, nr. 56/8)

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî’nin mürid ve halifelerine yazdığı, çoğu Arapça bir bölümü Farsça mektuplardan oluşan eseridir. Eserin içeriği genelde irşad ve tebliğ olmakla birlikte birçok kelâmî ve fıkhî konuya değinmektedir. Eser, yeğeni Muhammed Esad Sahibzâde’nin mektupları derlemesiyle oluşmuştur.

Müellifin eserde en çok üzerinde durduğu düsturlar, şeriate bağlılık, sünnet-i seniyyeyi ihya edip bidatlerden uzak durmak ve devamlı Cenâbı Hakk’a yönelmektir. Baştan sona edepten ibaret olan mektuplarından birinde şu ifadeleri kullanmaktadır: “Kuşkusuz bütün tarikatlarda –bahusus Tarikat-ı Nakşibendiyye’de- en önemli edepler Şeriat-ı garraya sımsıkı yapışmak, sıkıntı halinde sabretmek, rahatlıkta şükretmek, sünnet-i seniyyeyi ihya etmek, bidatlerden uzak durmak ve devamlı boyun kırıklığıyla Allah Teâlâ’ya yönelmektir…”[3]

Eser, Şam’da Terakkî Matbaası’nda (1334) basılmıştır. Ayrıca Muhammed Ali Karadağî tarafından farklı bir tertip yöntemi kullanılarak neşredilmiştir. Eserin Süleymaniye (H. Hayri-H. Abdi, nr. 56/8) başta olmak üzere farklı kütüphanelerde yazmaları bulunmaktadır. Ayrıca Türkçe’ye de tercüme edilmiştir.

 

3. Talikât ‘alâ Hâşiyeti’s-Siyalkûtî

Talikât ‘alâ Hâşiyeti’s-Siyalkûtî

Talikât ‘alâ Hâşiyeti’s-Siyalkûtî (Matbaa-i Âmire, İstanbul 1259/1843)

Bu eser Hindistanlı alim Siyalkûtî’nin (ö. 1067/0657) Şerhu’l-Akâid haşiyesi Hayâlî üzerine yazdığı haşiyenin talikâtıdır. Asıl metin Ebû Hafs Ömer en-Nesefî’ye (v. 537/1142), Şerhu’l-Akâid ise Sa‘düddîn et-Taftâzânî’ye (ö. 792/1390) aittir. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî notlarını önce ders verdiği esnada Siyâlkûtî haşiyesi üzerine almış, akabinde Şam’a gittikten sonra bir araya getirerek eserini meydana getirmiştir.

Müellif, eserinde sarfî, nahvî, iştikâkî bilgilerden en derin kelâmî bilgilere kadar birçok malumat vermektedir. Yeri geldiğinde Mutezile, Mürcie, Mücessime gibi sapık fırkaların Ehl-i Sünnet’e muhalif oldukları mevzuları beyan etmektedir. Talikât olmasına rağmen İbn Ebî Şerîf’ten (v. 956/1500) Zeynüddîn Irâkî’ye (v. 806/1404), Seyyid Şerîf Cürcânî’den (v. 816/1413) Şihâbüddîn Sühreverdî’ye (v. 632/1234) kadar geniş yelpazeli bir kaynak listesini istihdam ettiği görülmektedir.

Eser ilk olarak Sultan Abdülmecid döneminde Matbaa-i Âmire’de (İstanbul, 1259/1843) 130 sayfa olarak el-İkdü’l-Cevherî ile birlikte basılmıştır. Daha sonra da 1307 yılında Matbaatü’l-Âlem’de 109 sayfa olarak basılmıştır.

 

4. Risâletü’r-Râbıta

Risâletü’r-Râbıta - Halid-i Bağdadi

Risâletü’r-Râbıta (Süleymaniye Ktp., Murad Buhari, nr. 166)

Mevlânâ Hâlid, rabıta hakkında kaleme aldığı bu eserde Tarikat-ı Nakşibendiyye’de asıl rükün kabul edilen rabıtanın Allah Teâlâ’ya ulaşmakta en büyük sebep olduğunu delilleriyle tahrir etmektedir.[4] Esere Kur’ân-ı Kerîm’den deliller ile başlayan Mevlânâ Hâlid müellif, Hâce Ubeydullah Ahrâr’ın “Ey iman edenler! Allah’tan korkunuz ve sadıklarla beraber olunuz.”[5] âyet-i celîlesi ile ilgili şu sözlerini zikretmiştir: “Âlemlerin rabbi olan Yüce Allah’ın (celle celâluhû) kelâmında emredilen ‘sadıklarla beraber olmak’ iki şekilde mümkün olur: Zahiren veya manen beraber olmak.” Sonra da manen beraber olmayı da rabıta olarak tefsir etmiştir.

Sonrasında müellif şu ifadeleri kullanmaktadır: “Rabıtayı inkâr eden kimse evliyaya inanıyorsa onlar rabıtanın güzel ve çok büyük faydasının olduğunu açıkça bildirmişler, bu konuda ittifak etmişlerdir. Nitekim onların kudsî sözlerini araştıran ve hoş sohbetlerinin kokusunu alanlar için bu aşikârdır. Eğer evliyaya inanmıyorsa şeriat imamlarının, usûl ve furû‘ fıkıh âlimlerinin sözlerine inanması gerekir. Dört mezhebden birçok imam sarâhaten veya işâreten rabıtanın varlığını kabul etmişlerdir.”[6]

Daha sonrasında müellif dört mezhep âlimlerinden deliller zikretmektedir: Ekmelüddîn el-Bâbertî’nin (v. 786/1384) Şerhu Meşârıkı’l-Envâr’ından, el-Eşbâh ve’n-Nazâir muhaşşîsi Ahmed el-Hamevî’nin (ö. 1098/1687) Nefehâtü’l-Kurb ve’l-İttisâl’inden, İmam Gazzâlî’nin (ö. 505/1111) İhyâu ‘Ulûmi’d-Dîn’inden, İbn Hacer el-Mekkî’nin (ö. 974/1567) el-Αâb Şerhu’l-Ubâb ve Eşrefü’l-Vesâil ilâ fehmi’ş-Şemâil’inden, Celâlüddîn es-Suyûtî’nin (ö. 911/1505) el-Müncelî fî Tatavvuri’l-Velî’sinden, Tâcüddîn es-Sübkî’nin (ö. 71/1370) Tabakâtü’ş-Şâfi‘iyyeti’l-Kübrâ’sından, İmam Şa‘rânî’nin (v. 973/1565) en-Nefahâhü’l-Kudsiyye’sinden, Seyyid Şerîf el-Cürcânî’nin (v. 816/1413) Şerhu’l-Mevâkıf’ından ve diğer eserlerden deliller getirmiştir. Müellif, eserin sonunda usandırmaktan ve yormaktan korktuğu için bu kadarla iktifa ettiğini, yoksa daha geniş bir eser telif etmeyi düşündüğünü belirtmiştir.

Beyazıt (nr. 8005) ve Süleymaniye’de (Yazma Bağışlar, nr. 2759) de yazmaları bulunan eser Türkçe’ye tercüme edilerek Aşir Efendi Matbaası’nda (İstanbul, 1284/1867), Kazan’da (1309/1890) ve Şam’da (1334/1916) basılmıştır. Ayrıca İsmailağa Telif Heyeti tarafından tercüme edilerek İsmailağa Yayınları tarafından Risâle-i Hâlidiyye ile birlikte neşredilmiştir.

 

5. el-‘İkdü’l-Cevherî fi’l-Fark beyne Kesbeyi’l-Mâturîdî ve’l-Eş‘arî

el-‘İkdü’l-Cevherî (Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 1459)

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî bu eseri Şam’da Şerhu’l-Akâid okuturken talebelerin ihtiyaç duyması üzerine kaleme almıştır. Diğer adı Risâle fî Tahkîki’l-İrâdeti’l-Cüz’iyye’dir.[7] Eser, isminden de anlaşılacağı üzere iki hak itikadî mezhep olan Maturîdiyye ve Eş‘ariyye’nin kesb ve irâde-i cüz’iyye konusundaki görüş farklılıklarını ortaya koymaktadır. Müellif yer yer Ehl-i Sünnet dışı mezheplerin de görüşlerini zikrettiği eserinde iki mezhebden herhangi birine bağlı olmadan tarafsız olarak konuyu işlemektedir. Eserin baş tarafında Cebriyye, Eş‘ariyye, Mu‘tezile, Felâsife ve Mâturidiyye’nin ihtiyârî fiiller ile alakalı görüşlerini zikretmektedir. Bu eseri, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî’nin itikâdî mezheplerin her birinin literatürüne hakim olduğunun en önemli göstergesidir.

Eserin üç tane şerhi vardır: 1. es-Simtu’l-‘Abkarî fî Şerhi’l-‘İkdi’l-Cevherî: Abdülhamid Harpûtî’nin (v. 1830/1902) yazdığı bu şerh İstanbul’da (1305/1887) basılmıştır. 2. Ahsenü’l-Makâl fî Şerhi Risâleti Halkı’l-A’mâl: İbrahim Fasih Hayderî’nin yazdığı bu şerh Bağdat’ta (1387/1967) basılmıştır. 3. el-Minhatü’l-Vehbiyye fî Şerhi’l-İrâdeti’l-Cüz’iyye: Molla Abdullah el-Bîtevâtî tarafından yazılan şerh Bağdat’ta (1347/1929) basılmıştır.

Süleymaniye’de (Bağdatlı Vehbi, nr. 2120; Hacı Mahmud Efendi, nr. 1459) yazmaları bulunan eser Matbaa-i Âmire’de (İstanbul, 1259/1843) ve Sarıgezde Matbaası’nda (İstanbul, 1291/1874) basılmıştır.

 

6. Dîvân

Dîvân-ı Mevlânâ Hâlid

Dîvân (Süleymaniye Ktp., H. Hayri-H. Abdi, nr. 56/9)

Mevlânâ Hâlid (kuddise sirruhû)’nun çoğu Farsça, bir kısmı da Arapça ve Kürtçe yazdığı şiirlerinden oluşan eseridir. Bîdil ve Mîr Derd gibi Hint şairlerin etkisinin sezildiği Farsça gazellerin bir kısmı Mevlânâ Hâlid (kuddise sirruhû)’nun hayal dünyasını yansıtan inceliklerle doludur. Derûnî manalar içeren eser edebî açıdan hayrette bırakacak kadar güzeldir.[8] Eser Mevlânâ Hâlid (kuddise sirruhû)’nun tasavvuf dünyasının bir özeti niteliğinde olmakla birlikte gençliği, hac yolculuğu, Hindistan seferi ve şeyhine kavuşması ile alakalı verdiği bilgilerden dolayı çok önemli bir yere sahiptir. Süleymaniye’den Hindistan’a kadar uğradığı yerleri ve başından geçen olayları anlattığı, Abdullah-ı Dehlevî (kuddise sirruhû)’ya ulaştığı için Allah Teâlâ’ya şükrettiği Arapça kasidesinin ilk beyti şöyledir:

كملتْ مسافةُ كعبةِ الآمالِ

حمداً لمن قد منَّ بالإكمالِ

“Arzuların kıblesine giden yolun mesafesi sona erdi.

Bu mesafeyi tamamlamayı ihsan eden Allah’a hamdolsun.”[9]

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî son olarak eserini Nakşibendî büyüklerinin isimlerini zikrederek bitirmektedir.

Süleymaniye’de (H. Hayri-H. Abdi, nr. 56/9; İzmirli Hakkı, nr. 3404; Mahmud Efendi, nr. 3758) yazması bulunan eser ilk olarak Matbaa-i Âmire’de (İstanbul, 1260/1844) basılmıştır. Basılı olan Dîvân’da toplam 1258 beyit vardır. Eserin Türkçe’ye tercüme, şerh ve tahkik çalışması yapılmıştır.

 

7. Câliyetü’l-Ekdâr ve’s-Seyfü’l-Bettâr fi’s-Salâti ale’l-Muhtâr

Câliyetü’l-Ekdâr - Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî

Câliyetü’l-Ekdâr (Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 4121)

Mahiyeti dua, salavât ve ezkâr kitabı olan bu eser iki bölümden oluşmaktadır:

Birinci bölüm besmele, hamdele ve salveleden sonra kısa bir giriş ve “Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin.”[10] ayetinden oluşmakta, daha sonra Esmâ-i Hüsnâ sayılmaktadır. İkinci bölümde ise alfabetik olarak Bedir ashabının isimleri sayılmaktadır. Sonrasında künyeleriyle iştihar etmiş sahabîler alfabetik bir tertiple yazılmıştır.[11]

Eserin Süleymaniye Kütüphanesi’nde (Hacı Mahmud Efendi, nr. 4121) yazma nüshası bulunmaktadır. 1321/1903 tarihinde istinsah edilmiş olan yazmalarından birisi Bağdat Vakıflar Genel Kütüphanesi’ndedir (nr. 36461). Bağdat’taki bir diğer nüshası da Saddam Hüseyin Yazma Eser Kütüphanesi’nde (nr. 12576) bulunmaktadır.

 

8. Risâle fî Âdâbi’z-Zikr li’l-Mürîdîn

Bu eser Nakşibendiyye Tarikatı’nın zikir çeşitleri ve edepleri hakkında kaleme alınmıştır. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî eserde öncelikle ism-i zât zikrinin nasıl uygulanacağını, daha sonra nefiy ve isbât metodunu anlatmaktadır. Dört unsur ve latifeler hakkında bilgi vermektedir.

Eserde zikir âdâbı dışındaki edeplerden de bahsedilmektedir. Müellif, eserinin bu kısmında şunları kaleme almıştır: Zikir dışında da edepler bulunmaktadır: Devamlı abdestli durmak. Abdest şükür, işrâk, istihâre, kuşluk, evvâbîn ve teheccüd namazları kılmak. Cemaatle namaz kılmaya özen göstermek. Akşam ve yatsı namazları arasını zikirle ihyâ etmek. Bunlarla birlikte ikindi namazından sonra zikir ve rabıta ile meşgul olunursa amel tam olmuş olur. Mürid için bunlar gereklidir. Ayrıca Kur’ân ve sünnete ittiba etmesi, bidatleri yok etmesi gerekir.

Bu kısımdan sonra yeme içme adabından bahseden müellif, müridin nerede olursa olsun kalbini edep üzere şeyhine rabtetmesinin öneminden bildirerek eserini sonlandırmaktadır.

Eser, Buğyetü’l-Vâcid[12] eserinin içinde 65-68. sayfalar arasında ve Abdülkerîm Müderris’in Yâd-ı Merdân[13] isimli eserinin içinde 454-458. sayfalar arasında neşredilmiştir.

 

9. Şerh-i Hadis-i Cibrîl

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî “İtikadnâme” ismiyle Farsça olarak kaleme aldığı bu eserinde “Cibrîl Hadisi”ni akaid, fıkıh ve tasavvuf açısından ele almış ve şerh etmiştir. Eserde önce iman şartlarından, sonrasında ise İslâm şartlarından bahsedilmektedir.

Eserin Süleymaniye’de (Esad Efendi, nr. 1215) yazması bulunmaktadır. Kemahlı Hacı Feyzullah Efendi eseri Ferâidü’l-Fevâid ismiyle Osmanlıca’ya çevirmiş ve Amentü şerhi edebiyatına katmıştır. Mezkûr tercüme Kahire’de (1313) basılmıştır. “el-Îmân ve’l-İslâm” adıyla yapılan Arapça çevirisi de Hakikat Kitabevi tarafından basılmıştır. Bu çalışma da Türkçe’ye tercüme edilerek neşredilmiştir.

 

10. Hâşiye ale’n-Nihâye li’r-Remlî

İmam Nevevî’nin (ö. 676/1277) şafiî fıkhına dair Minhâcü’t-Tâlibîn adlı eserine Şemsüddîn er-Remlî’nin (ö. 1004/1596) Nihâyetü’l-Muhtâc ismiyle yazdığı şerhin haşiyesidir. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî, nüktelerle dolu bu haşiyesini cuma bahsine kadar yazmıştır.[14]

 

11. Şerhu Makâmâti’l-Harîrî

Mevlânâ Halid-i Bağdâdî’nin, Ebû Muhammed el-Harîrî’nin (ö. 516/1122) toplumdaki eksikliklere dikkat çekmek amacıyla yazdığı hikayelerden oluşan meşhur eseri Makâmât üzerine yazdığı şerhtir. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî bu eseri tamamlamamıştır.[15]

 

12. Hâşiye ‘alâ Cem‘i’l-Fevâid min Câmi‘i’l-Usûl ve Mecma‘i’z-Zevâid

Mevlânâ Halid-i Bağdâdî’nin haşiyesini yaptığı eser Ebu Abdillah Muhammed b. Süleymân el-Mağribî er-Ravdânî’nin (ö. 1094/1682) hadis sahasında yaptığı önemli bir derleme çalışmasıdır.

 

13. Şerhu’l-Akâidi’l-Adudiyye

el-Mevâkıf sahibi Adududdîn el-Îcî’nin (ö. 756/1355) icmâ edilmiş olan akîde esaslarını içeren meşhur Akâid’i üzerine yapılan şerh çalışmasıdır. Bu eser günümüze ulaşmamıştır.

 

14. Risâle fî Âdâbi’l-Mürîd mea Şeyhihî

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî, bu eserinde isminden de anlaşılacağı üzere müridin mürşidine karşı takınması gereken edeplere değinmektedir. Eser Kazan’da basılmıştır.

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî’nin bazı eserleri Molla Abdülkerîm Müderris tarafından derlenerek Yâd-ı Merdân adıyla neşredilmiştir. Sayılan bu eserler dışında Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî’nin bazı çalışmaları mevcuttur. Kâdî Beydâvî’nin (ö. 685/1286) Tefsîr’i, İbn Hacer el-Heytemî’nin (ö. 974/1567) Tuhfetü’l-Muhtâc’ı, Siyâlkûtî’nin (ö. 1067/0657) Abdulğafûr tetimmesi, Cürcânî’nin (ö. 816/1413) Şerhu’l-Mevâkıf ve Muhtasaru’l-Müntehâ haşiyesi, Taftazânî’nin (ö. 792/1390) Şerhu’l-Mekâsıd’ı, Kutbuddîn er-Râzî’nin (ö. 766/1365) Şerhu Metâli‘i’l-Envâr’ı, İbn Sînâ’nın (ö. 428/1037) el-İşârât ve’t-Tenbîhât’ı, Nasîruddîn et-Tûsî’nin (ö. 672/1274) et-Tezkira’sı gibi birçok eserde akılları hayrete düşürecek tahkîk ve tedkîkte bulunmuştur.[16]

 

 

[1] Mevlânâ Hâlid en-Nakşibendî, er-Risâletü’l-Hâlidiyye, Süleymaniye Ktp., Düğümlü Baba, nr. 318, vr. 1b.

[2] Mevlânâ Hâlid, Risâle-i Hâlidiyye ve Risâle-i Râbıta Tercümesi, trc. İsmailağa Telif Heyeti, İsmailağa Yayınları, İstanbul 2017.

[3] Sâhibzâde, Muhammed Esad, Buğyetü’l-Vâcid fî Mektûbâti Mevlânâ Hâlid, Mektebetü Seyda, s. 84.

[4] Mevlânâ Hâlid, Risâletü’r-Râbıta, Süleymaniye Ktp., Murad Buhari, nr. 166, vr. 1b.

[5] Tevbe Sûresi, 119.

[6] Mevlânâ Hâlid, Risâle-i Hâlidiyye ve Risâle-i Râbıta Tercümesi, s. 97.

[7] Müderris, Abdülkerîm, Yâd-ı Merdân, Bağdat 1979, s. 438.

[8] Mehmet Kubat, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî, s. 111.

[9] Mevlânâ Hâlid, Dîvân, haz. Abdülcebbâr Kavak, s. 641.

[10] Ahzâb Sûresi, 56.

[11] Abdülcebbar Kavak, Mevlânâ Hâlid-i Nakşibendî ve Hâlidîlik, s. 132-133.

[12] Sâhibzâde, Buğyetü’l-Vâcid fî Mektûbâti Mevlânâ Hâlid, thk. Muhammed Ali el-Karadâğî, 2014.

[13] Müderris, Abdülkerîm, Yâd-ı Merdân, Bağdat 1979.

[14] el-Hânî, Abdülmecîd b. Muhammed, el-Hadâiku’l-Verdiyye, thk. Muhammed Hâlid el-Harse, Dâru’l-Beyrûtî, 1. Baskı, Dimaşk 1997, s. 716.

[15] el-Hânî, Muhammed b. Abdillah, el-Behcetü’s-Seniyye, Kastamonu İl Halk Ktp., nr. 2292.

[16] Hayderîzâde, el-Mecdü’t-Tâlid, s. 47; Mehmed Tâhir Efendi, Osmanlı Müellifleri, I/114; el-Hânî, el-Behcetü’s-Seniyye, Kastamonu İl Halk Ktp., nr. 2292; el-Hânî, el-Hadâiku’l-Verdiyye.

 

 

Benzer Yazı: Reşehât – Fahreddîn Alî Safî

Halid en-NakşibendiHalid-i BağdadiHalidi Bağdadinin EserleriHalidiyeMektubat-ı Mevlana HalidMevlânâNakşibendiRabıta RisalesiRisale-i Halidiye
Paylaş

Genel

Enes İnce



  • Son Gönderiler

    • Ulusal Toplu Katalog - TO-KAT
      5 Nisan 2022
    • Dünyanın En Büyük Bibliyografik Veritabanı: WorldCat
      24 Ocak 2022
    • Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî'nin Eserleri
      17 Ocak 2022
  • Öne Çıkan Gönderiler

    • Ulusal Toplu Katalog - TO-KAT
      5 Nisan 2022
    • Osmanlılar Öncesi İslâmî Kütüphaneler
      3 Temmuz 2020
    • Osmanlılar Döneminde Kütüphaneler
      3 Temmuz 2020

© Her hakkı saklıdır. e-mail: incenes.ist@gmail.com