Kütüphaneler, dinimizin emri gereği okumaya ve öğrenmeye son derece önem veren müslüman toplumun en önemli miraslarındandır. Yüzyıllar boyunca elde edilmiş hazine değerindeki müktesebatı bir köprü gibi nesilden nesile aktaran kütüphaneler, her dönemde bilgi edinmek isteyenler için geçmişe ışık tutmaya devam eden hafızalar olacaktır.
Ülkemizde de Süleymaniye Kütüphanesi başta olmak üzere İslâm medeniyetinin belleği niteliğinde çok önemli kütüphaneler vardır. Ecdadımızın bize özenle cem edip miras bıraktığı bu kütüphanelerde keşfedilmeyi bekleyen binlerce eser bulunmaktadır. Türkiye’de sadece yazma eserlerin cilt sayısının yaklaşık olarak 300.000 olduğunu düşünürsek, bu mecrada daha çok çalışmamız gerektiği gerçeğini daha iyi idrak edebilir, asıl unsuru bütün çağların muhalledleri kitaplar olan bu müesseselere daha çok itina gösteririz.
İslam dünyasındaki yazma eser sayısı hakkında kesin bir rakam söylemek şu an için mümkün değildir. Ancak, en çok Arapça yazma eser koleksiyonu bulunduran ülkeleri şu şekilde sıralayabiliriz: Türkiye, İran, Mısır, Irak, Suudi Arabistan, Fas, Suriye, Tunus, Yemen, Pakistan, Afganistan ve Cezayir. Türkler’in hâkimiyet sürdüğü Rusya, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, Tacikistan, Çin ve Hindistan gibi ülkelerde de çok sayıda yazma eser mavcuttur. Dünyada bulunan Türkçe el yazması eser sayısının ise 100.000 cildin üstünde olduğu söylenebilir.
En değerli kültür varlıklarımızdan olan İslamî yazma eserlerin ilkleri Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi vesellem) bazı devlet adamlarına yazdığı mektuplar, hadis cüzleri ve Hz. Osman’ın (radıyallâhu anh) istinsah ettirerek Medine, Kûfe, Basra ve Şam’a gönderdiği mushaflardır. Mescid-i Nebevî’de bulunan mushaf ve hadis cüzleri İslâm kütüphanelerinin bir nevi ilk koleksiyonlarını oluşturmaktadır.
Leave A Reply